- Kasım 18, 2018
- Yayınlayan: Medical Center
- Kategori: Blogumuz, Kanser
Kanser Hastalarının Yaşam Kalitesini Artırmak için neler yapılmalı? Kanser hastalıklarında erken teşhis hastalığın seyrini belirler. Vücudun farklı bölümlerinde hastalığa neden olan kanser hücrelerinin daha ilk aşamada çeşitli tarama yöntemleri ile tespit edilmesi önemlidir. Erken teşhis ile hekimin belirleyeceği kanser tedavisinin düzenlenmesi, buna paralel terapötik yaklaşımların yani kemoterapinin etkileri ile baş etme yolları, psikiyatrik tedavi, beslenmenin düzenlenmesi, moral veren aparat desteklerinin alınması, hastaların yaşam kalitelerini arttırarak tedavide pozitif fayda sağlamaktadır. Çünkü bilinmelidir ki kanser tedavilerinde moral bozukluğu bağışıklığı olumsuz etkileyen en önemli faktörlerin başında gelir. Hem medikal tedavi hem terapötik yaklaşımlar ile dünyada milyonlarca kanser hastasının ömrü uzamakta ya da hastalığın birinci evrede yakalandığı durumlarda tamamen iyileşme sağlanmaktadır.
Kanser Hastaları Teşhis Sonrası Hangi Duyguları Yaşar?
Kanser teşhisi alan kişilerin ilk tepkileri hastalığı kendilerine yakıştıramama, duyduklarının doğru olmadığına inanma ve inkar etme ile başlamaktadır. Bu süreç hastalığı ret etme ve sorgulama aşamasıdır. Neden kanser beni buldu? veya kansere ne neden oldu? gibi sorularla birlikte hayat karşı büyük bir öfke duymaya başlarlar. Medikal tedavi devam ederken bir taraftan kanserin etkileri, diğer taraftan kemoterapinin vücutta yarattığı yıpratıcı durumlar, hayatı sorgularcasına pazarlığa girmelerine ve sonucunda da duygusal çöküntülere neden olmaktadır.
Yaşanan bu duygu durum değişiklikleri çok doğal karşılanması gereken tepkilerdir. Çünkü “kanser” hepimizi ürküten ve korkutan bir kelimedir. O nedenle hastanın tepkilerini özgürce ifade edebilmesi, düşüncelerini anlatabilmesi, ağlayarak rahatlayabilmesi aşamalarında aile yakınlarının, hekiminin ve bakımda önemli bir yeri olan hemşirelerin destek vermesi gereklidir.
Kanser Hastalarında Terapötik Yaklaşımlar Nelerdir?
Kemoterapi, kanserin yayılmasını önlemek, tümörün küçülmesini veya yok olmasını sağlamak için yapılan ilaçlı tedavilerdir. Bu tedaviler yapılırken vücuttaki tüm sistemler etkilenir ve vücut sarsıntıya uğrar. Kemoterapinin yan etkileriyle baş etmek kolay değildir. Tedavi süresince amaç, bağışıklığı yeniden ayağa kaldırmak için çalışmak ve destek tedaviler ile yeniden güçlenerek kanseri tamimiyle yenmek olmalıdır. Bu da sadece medikal tedavi ile değil kişinin ruhunu beslemeye ve moralini yükseltmeye yardımcı olacak uğraşlar ile mümkündür. Günümüzde kanser tedavilerinde bilimsel tedavi ile terapötik yaklaşımların birlikte sürdürülmesi çokça hasta tarafından denenmektedir.
Kemoterapinin Yan Etkilerine Karşı Neler Yapmak Gerekir?
Kanser tedavilerinde kemoterapinin hastalar üzerinde farklı yan etkileri olabilir. Bu yan etkiler, kemoterapi sonrası halsizlik, ağrı, iştahsızlık, kanama, kansızlık, bulantı, kusma, cilt değişiklikleri, ödem, bağırsak problemleri, saç dökülmesi, idrarda farklılaşma, kas ve iskelet sisteminde görülen rahatsızlıkları olarak kendini gösterebilir. Bu yaklaşımda amaç, kemoterapiden bir veya iki gün sonra tekrar güç kazanmaya çalışmak ve terapötik destekler almaktır.
Peki kanser tedavilerinde iyi bir motivasyon ve yaşam kalitesine desteği sağlayan terapötik yani tedavi edici uygulamalar nelerdir? Psikolojik destekler, meditasyon, yoga veya pilates gibi vücudu dingin hale egzersizler, sağlıklı ve doğal bir beslenme modeli, fiziksel görünüşe moral olacak kişiye özel aparat takviyeleri gibi.
1- Psikolojik ve Psikiyatrik Destek
Kanser hastalarının tedavileri süresince profesyonel destekler alması oldukça önemlidir. Kanser ile birlikte birden bire boyut değiştiren yaşam biçimine uyum sağlayabilme bazılarını tek başına altından kalkabileceği durumlar değildir. Yaşanılan korkular, gelecek kaygıları, ruhsal durum ve içten geçen tüm duyguların özgürce ifade edilebilmesi için belli aralıklarda bir psikologdan yardım alınmalı, ilerleyen durumlarda ilaç tedavisi için bir psikiyatri hekimine düzenli olarak gidilmesi gereklidir.
Terapötik anlamda psikolojik destekler, hastanın tedavisi süresinde olumlu düşünmesine katkı sağlayacak, fiziksel olarak bağışıklığını destekleyecek, hayata tutunmasına ve mücadeleci bir ruh ile ilerlemesini sağlayacaktır.
2- Kanserde Doğal Beslenme Nasıl Olmalı?
Bağışıklık sisteminin çökmesi sonrası kanser hastalığının gelişmesi ardından kemoterapi ilaçlarının da etkisiyle vücut oldukça yıpranır. Bağışıklık sistemi bizi hastalıklara karşı korumaya çalışan bir sistem olmasına rağmen kanser nedeniyle büyük yara alır. O nedenle kanser hastası olan kişilerin beslenmelerine diğer insanlara göre çok daha fazla özen göstermeleri gerekir.
Kanser tedavisi süresince şekerli gıdalardan, hamur işlerinden, paketlenmiş ve işlenmiş gıdalardan, içki, sigara gibi vücuda zarar veren şeylerden uzak durmak gerekir. Doğru beslenebilmek için doğal ürünler tercih edilmeli, protein destekli (et,hindi,yumurta,balık v.b) taze sebze ve meyvelerin sıkça tüketildiği, çorbaların, sağlıklı yağların kullanıldığı, yoğurt gibi fermente gıdalar ile desteklenen ürünlerle beslenmek hedeflenmelidir. Bu sayede bağışıklık sistemi zamanla güçlenmeye başlayacak, kanser tedavisinde de destek sağlayacaktır. Halk arasında popüler olan bitkisel kürler veya vitaminler hekim onayı alınmadan kullanılmamalıdır.
3- Yoga, pilates, meditasyon
Kanser tedavilerinde yoga, pilates ve meditasyon gibi destekleyici terapötik yöntemlerle vücut bütünlüğüne odaklanmak ve bedenin gevşemesini sağlamak oldukça destekleyicidir.
Yoganın Kanser Üzerine Etkisi Nedir?
Sağlık açısından herkes tarafından yapılması önerilen yoga, kanser tedavilerinde ayrı bir önem kazanmaktadır. Depresyon, uyku bozuklukları, kaygılar, ağrı ve yorgunluk gibi kanserin yan etkileri düzenli yoga seansları ile azalacak, vücutta rahatlama ve nefes kontrolü sağlanacak, kas kuvveti artacaktır.
Pilatesin Kanser Üzerine Etkisi Nedir?
Yaşam kalitesini arttırmaya yönelik yapılan pilates egzersizleri eklem hareketlerinin açılmasına, fiziksel performansın artmasına, yorgunluk ve depresyon halinin azalmasına katkı sağlayacaktır.
4- Destekleyici aparatlar
Kemoterapi tedavilerinde bir süre sonra ilaçların etkisiyle saçlarda ve kaşlarda dökülmeler görülür. Kanser hastaları kendilerine aynada baktıklarında veya sosyal hayatta kötü hissetmemeleri için bir süreliğine peruk tercih ederler. Terapötik uygulamalar içerisinde yer alan kişiye özel perukların alınması sayesinde hasta tekrar saçları çıkana kadar bu şekilde moral kazanır. Kişi eğer meme kanseri teşhisi ile tedavi görüyor ve ameliyat ile göğsü alınmış ise dolgulu sütyenlerden kullanarak görünümüne destek sağlayabilir.
5- Sosyal Hayatın Güçlenmesi Kanser tedavisi gören hastaların bu konuyla ilgili derneklerle irtibata geçmesi, internet veya sosyal medya üzerinden etkileşimi olan gruplara dahil olması tedavinin ilerleyişinde moral olacak ve güçlenmelerini sağlayacaktır.
Özetle; Kanserde kemoterapi tedavisi ile birlikte beslenmeyi düzenlenmek yoga, pilates tarzı iç huzuru arttıran egzersizleri bütüncül terapötik tedavinin bir parçası olarak kabul etmek, beden ve ruh sağlığına fayda sağlayacaktır. Böylelikle kemoterapinin yan etkileri azalacak kanser hastası ve hasta yakınları süreci daha iyi yönetebilecektir.
Günümüzde bilimsel çalışmalar göstermiştir ki kanser tedavilerinde en çok kanser-yoga birlikteliği incelenmiş ve araştırmalarla desteklenmiştir. Bu nedenle hekim gözetiminde medikal tedavi ile birlikte alternatif tıp uygulamaları da tedavinin parçası olarak görülmelidir. Kanser Hastalarının Yaşam Kalitesini Artırmak.
Bu Hizmeti Almak İster Misiniz?
İhtiyacınız olan sağlık ve bakım hizmetini seçin, iletişim bilgileriniz ile birlikte bizimle paylaşın. Uzman sağlık yöneticilerimiz ile en kısa sürede sizi arayalım.