Glutatyon, iddia edilen sağlık yararları nedeniyle çok dikkat çeken güçlü bir antioksidandır.
Hangisi En iyi Glutatyon? Damla mı? Hap mı? Serum mu?
Bazı insanlar yaşlanma karşıtı özelliklerine dikkat çekerken, bazıları otizmi tedavi edebileceğini, yağ metabolizmasını artırabileceğini ve hatta kanseri önleyebileceğini söylüyor.Glutatyon hakkında ve yapılan araştırmalar hakkında daha fazla bilgi için okumaya devam edin.
Glutatyon nedir?
Doğal olarak vücudumuzun ürettiği en güçlü antioksidan bileşiktir. Glutatyon bütün hücreleri toksik maddelerin zararlarından korurken, bağışıklık sistemi, hormonal sistem ve hücrelerin en yüksek seviyede çalışmalarına imkan sağlar. Bu özellikleri ile yaşlanmayı yavaşlatma, cilt güzelliğinin sağlanması, kronik hastalıklarda iyileşme gibi genel vücut sağlığını olumlu etkileyen mucizevi etkileri bulunmaktadır.
Glutatyon seviyesini azaltan risk faktörleri;
- Birçok olumsuz faktör vücudumuzda doğal olarak bulunan glutatyon seviyesinin düşmesine sebep olabilir. Bu seviyelerin düşmesi, hücrelerde oluşan toksinlerin (serbest radikallerin) temizlenememesine neden olmaktadır.
- Sigara kullanımı,
- Alkol kullanımı,
- İşlenmiş et ve et ürünleri tüketimi,
- Kötü ve dengesiz beslenme,
- GDO ‘lu besinler, yapay tatlandırıcılar, gıda boyaları, aseton, ev temizlik ürünleri, klorlu su vb.,
- Kronik hastalıklar,
- Enfeksiyonlar,
- Antibiyotik ve ağrı kesici kullanımı,
- Düzenli egzersiz yapmamak,
- Uzun süren stres,
- Endişe ve kaygı bozukluğu,
- Yaş almak.
Glutatyon seviyelerini normal sınırlar içerisinde dengelemek bağışıklık sisteminin iyi çalışması, hızlı yaşlanmanın önüne geçilmesi, kolit gibi bağırsak hastalıkları, kalp ve damar hastalıkları, böbrek hastalıkları, hatta kanser gibi hastalıkların görülme riskinin en aza indirilmesinde son derece etkilidir.
Oral veya damardan takviye ile glutatyon seviyelerini artırmak mümkündür.
Toksin maruziyetini azaltmak ve sağlıklı gıdaların alımını artırmak da bu seviyelerin doğal olarak artmasını sağlamaktadır.